Baş ağrısından ilaçsız kurtulun




Doğal Yöntemlerle Baş Ağrısından Kurtulun!

Uzmanlardan Baş Ağrısına Doğal Çözüm Yolları

Uzmanlara göre, birçoğumuzun karşılaştığı baş ağrısı sorununun tek çözümü ilaçlar değil. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, bazı besinlerin beynimize “rahatla” mesajı gönderdiğini vurgulayarak, doğru beslenmenin baş ağrısını kontrol altına almak için güçlü bir araç olduğunu belirtiyor. Bazen ağrı kesicilere başvurmadan önce mutfağa uğramak en sağlıklı çözüm olabilir.

Prof. Dr. Derya Uludüz

Doğal Baş Ağrısı Gideren Yiyecekler ve İçecekler

SU

Su tüketmek beyin dokusunun daralmasını önler ve baş ağrısını azaltır. Su eksikliği kanın yoğunlaşmasına neden olarak beynin yeterince oksijen almasını engelleyebilir.

Günde en az 8 bardak su içmek, sadece cildi değil, beyni de genç tutar. Başınız ağrımaya başladığında, ilk olarak bir bardak su içmeyi deneyebilirsiniz.

BADEM

B2 vitamini (riboflavin) migren veya kronik baş ağrısı çekenler için önemlidir. Riboflavin, beynin enerji üretiminde etkilidir ve baş ağrısının süresini ve sıklığını azaltabilir. Badem, kahvaltıda tüketilen bir haşlanmış yumurta, bir kase yoğurt veya çiğ badem gibi gıdalar riboflavin ihtiyacını karşılayabilir.

KAHVE

Düşük dozda kafein alımı bazı baş ağrılarını hafifletebilir. Ancak fazla kafein tüketimi başka sorunlara yol açabilir. Günde 1-2 fincan kahve içmek faydalı olabilir ve dengeli tüketilmelidir.

IHLAMUR

Ihlamur ve papatya çayı kasları gevşetir, stresi azaltır ve sinir sistemini rahatlatır. Bu çaylar gerilim tipi baş ağrılarında etkili olabilir.

MADEN SUYU

Magnezyum sinir sistemimiz için önemlidir ve baş ağrısını tetikleyebilecek aktiviteleri kontrol eder. Magnezyum içeren gıdalar tüketmek, sinirleri yatıştırabilir ve damar kasılmalarını önleyebilir. Özellikle sık migren yaşayanlar için magnezyum takviyesi önerilir.

YAĞLI BALIK

Omega-3 yağ asitleri mikro iltihapları azaltarak baş ağrısını yönetmeye yardımcı olabilir. Haftada en az iki kez yağlı balık tüketmek veya ceviz yemek faydalı olabilir.

ZENCEFİL

Zencefil, vücutta iltihap oluşumunu engelleyen güçlü bir ağrı kesici içerir. Mide bulantısıyla birlikte gelen migren ataklarında zencefil tüketmek faydalı olabilir.


Related Posts

Besin alerjilerine dikkat: Anne sütüyle de geçebiliyor!

Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Akçal, besin alerjilerinin nedenleri ve alınması gereken önlemleri sıraladı. Akçal, “Annenin tükettiği besinler de emzirme yoluyla bebeğe geçerek alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Bu yüzden hem annenin hem de çocuğun beslenme planı, uzman bir diyetisyen tarafından titizlikle düzenlenmeli” dedi.

Bağırsağın ruh hali: Depresyon mu, flora mı?

Aniden çöken moral, açıklanamayan kaygılar, sebepsiz huzursuzluk… Bunların hepsi psikolojik olabilir ama kaynağı psikolojiniz değil; bağırsaklarınızdaki sessiz değişim olabilir. Serotoninin %90’ı beyinde değil bağırsakta üretilir. Depresyon, anksiyete ve hafıza sorunlarında bağırsak-beyin hattı giderek daha çok konuşuluyor. Ve evet: Probiyotik bazen antidepresandan güçlü olabilir.

Yaz sıcaklarında doğal gençlik kaynağı: Deniz suyu! Cilt bariyerini güçlendiriyor

Yaz aylarında hem serinleyip hem de gençleşmenin mümkün olduğunu söyleyen Dr. Asel Seda Bal, deniz suyunun cilt yaşlanmasını geciktiren ve cilt bariyerini güçlendiren doğal etkilerini anlattı.

Alzheimer’a umut olacak keşif! Hastalığı tetikleyen mekanizma çözüldü

Yürüttükleri çalışmayla Alzheimer hastalığının oluşumunda kilit rol oynayan yeni bir mekanizma keşfettiklerini açıklayan Prof. Dr. Muhsin Konuk ve doktora öğrencisi Arş. Gör. İrem Gülfem Albayrak, “Sıradaki hedefimiz, bu mekanizmayı düzenleyecek mümkünse bitkisel bir molekül bulmak. Başarırsak, o kişi Alzheimer’a yakalanmayacak” dedi.

Prof. Dr. Yenerel: Retina damar tıkanıkları, körlüğe yol açabilir

Prof. Dr. Yenerel: Retina damar tıkanıkları, körlüğe yol açabilir

Metabolizmanızın gücü, hamile kalındığınız aya mı bağlı?

Japonya’da yapılan kapsamlı bir araştırma, metabolizmamızın sadece yediğimiz yiyeceklere veya ne kadar hareket ettiğimize değil, dünyaya gelmemize neden olan sürecin yılın hangi dönemine denk geldiğine de bağlı olabileceğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, kış aylarında başlayan gebeliklerle dünyaya gelen bireylerde, vücudu sıcak tutan ve fazla enerjiyi yakan kahverengi yağ dokusu daha aktif oluyor.